TEKKE EDEBİYATI:
Çanakkale de adalarda (Gökçeada ,Bozcaada )yaşayan Rumların dışın da kalan tüm halk Müslüman dır.Sünni inanca sahip topluluklarda Ortodoks din anlayışının yanında ortaya çıkan bir tasavvufi akım ve bu akımın öğretileri doğrultusunda var olabilmiş bir tekke edebiyatı söz konusu değildir.Sünni İslam anlayışının dışında yaşayan ve fatih dönemin de Çanakkale ya getirilen ve bu bölgede yaşayanlarca Türkmen adıyla bilinen Alevilerin ise inançları gereği bir tekke edebiyatına sahip oldukları gözlenmektedir.Ancak hem çok uzun zaman önce bu bölgeye yerleşip Anadolu Aleviliğinin etkileşiminden uzaklaşmaları hem de Sünni nüfusa nazaran az olmaları bu bölge Alevilerinin Tekke edebiyatı alanında gelişimini engellemiş ve var olan tasavvuf anlayışının süreç içinde azalarak kendini tekrar etmesine neden olmuştur.Türkmenler arasında tekke edebiyatı sönümlenerek devam etmektedir.
HALK ŞAİRLERİ :
Çanakkale de tıpkı tekke edebiyatında gözlemlediğimiz süreç aşık edebiyatı ve halk şairliği geleneklerinde de karşımıza çıkmaktadır.Türkiye’nin batısına yaklaştıkça ,klasik anlamdaki aşık edebiyatı temsilcilerini bulmamız zorlaşmaktadır.Çanakkale de bu duruma bir istisna oluşturmamaktadır.Aşık edebiyatının bir gelenek olarak var olamadığı coğrafyalarda halk şairliği geleneğinin de varlık alanı bulamayacağı açıktır.Halk şiiri tarzında şiir yazanların gelenek ve çevrede ekol oluşturabilecek bir birikimin olmaması nedenleri ile ferdi yönelimlerin dışına çıkmayan kısır ürünlerle var olmaya çalıştıkları görülmektedir.İlimizde gelenek ve çevreyle iletişimleri olmayan birkaç kişinin halk şiiri tarzında şiirler yazması memnuniyet vericidir.(örnekler)